İmranlı ve çevresi, tarihsel süreç içerisinde Hitit, Pers, İskender, Roma ve Bizans İmparatorluklarının hakimiyetinde kaldığı bilinmektedir. Yine tarihi kaynaklarda zaman zaman Müslüman Arapların eline geçtiği ve Malazgirt Savaşı sonrasında da Bizanslılar ile yapılan antlaşma gereğince, Kızılırmak yayının dışında kalan yerlerin doğusu ile beraber bu bölgenin Türk idaresi altına girdiği kaydedilmektedir. İmranlı ve çevresinde 1075 yılında Danişmentliler, 1174 yılında Selçuklular, 1243 Kösedağ Savaşı’ndan sonra Moğollar 1340’lı yıllarda Eretna Beyliği, 1381-1398 yılları arasında Kadı Burhaneddin ve daha sonra da Osmanlılar hüküm sürmüştür. Yıllardır farklı kültürlerin kardeşçe bir arada yaşadıkları bir bölge olan İmranlı ilçesinin ilk defa kimler tarafından ve ne zaman kurulduğu bilinmemekle birlikte bölgenin nüfusu 1877- 1878 Osmanlı-Rus Savaşı’yla artmıştır. İmranlı’nın, geçmişinde çok yoğun bir orman dokusuna sahip olduğu bilinmektedir. Devrinin önemli bir yerleşim yeri olan Zara’nın doğusunda kalan bu yörede dikkate değer bir yerleşim yeri bulunmamaktadır. Batılı araştırmacı Sinclair 1372 yılında Zara’nın doğusundaki bugünkü İmranlı civarının aşırı derece ormanlaşmış olduğunu ve belki de bu yüzden çok az sayıda seyyahın Zara’nın doğusunda, şimdiki karayolu istikametinde seyahat ettiğini ileri sürmektedir. İmranlı ve civarında önemli herhangi bir kentin olmaması ve bölgenin aşırı ormanlık olması gibi sebeplerden dolayı 17.yüzyılda yaşamış olan Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi dahi Sivas’tan Erzincan’a ve Erzurum’a, Zara ve Suşehri üzerinden seyahat etmiştir. Bu tespit bazı Sivas Salnameleri (yıllık) tarafından da desteklenmektedir. Hicri 1308 (1890-1891) tarihli Sivas Salnamesi’ne göre de Zara kazasının Abaş ve Çit nahiyelerinde görkemli bir orman bulunmaktadır.
Selçuklu ve beylikler zamanında bölgeye Türkmen, Oğuz, Yörük ve diğer Türk boylarından göçler olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman ve Sultan Abdulmecid zamanındaki göçler sebebiyle de fazla nüfusa sahip olmayan bölgenin demografisi yeniden şekillenmiştir. Kanuni zamanındaki göçler hakkında fazla bilgi olmamakla, Sultan Abdulmecit zamanında kuzeyde Kızılırmak’ın çıkış yatağı olan İmranlı bölgesine göçler ve yerleşimler olmuştur. Bu zamanda, bölgenin toprağı verimli, suyu ve havası temiz, ormanları bol idi. 19.yüzyılın son çeyreğinde, 93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı- Rus Savaşı’ndan dolayı Erzurum ve Kars illerinden bölgeye devlet eliyle göçler yaptırılmıştır. Göçmenlerin sayısı çok fazlaydı ve bölgeye gelenlerin büyük bir kısmı devlet tarafından şimdiki İmranlı ilçe merkezinin bulunduğu bölgeye yerleştirilmişlerdir. Bugün İmranlı olan arazi satın alınarak muhacirlerin iskanı sağlanmıştır. 1870 Sivas Salnamesi’nde 271 hanedeki 1378 muhacirin bölgeye yerleştirildiği yer almaktadır. İmranlının yazılı kaynaklarda geçen ilk ismi olan Çit Sahrası bu göçlerden sonra nahiye olmuş ve böylece Çit Bucağı adını almıştır. Yazar Aziz B. Erdeşir Astrabatı Farsça yazılan Bezm-i Rezm adlı kitabının 494. sayfasında Çit’ten şöyle bahsedilmektedir: Kadı Burhaneddin, Kemah Valisi’ni terdip için Çit Sahrası’na indi. Kadı Burhaneddin ve Devleti adlı kitabında Doç. Dr. Yaşar Yücel de 143. sayfada aynı konudan bahsetmektedir. Bu bilgilere göre, yazılı olarak 1340 yılından beri İmranlı ve çevresi Çit olarak bilinmektedir. 1890’da Sultan 2.Abdulhamit döneminde Hamidabad olarak değiştirilen nahiyenin ismi, Hicri 1321 Sivas Salnamesi’nde de Hamidabad olarak geçmektedir. Bölgeye ikinci göç hareketi 1911-12 yıllarında yaşanmış olup 1911 yılında ise Hamidabad ismi Ümraniye olmuştur. 1 Ocak 1948 tarihinde çıkarılan bir kanunla Ümraniye ilçe statüsüne kavuşmuş ve ismi İmranlı olarak değiştirilmiş. İlçe olduktan sonra normal bir gelişim gösteren ilçenin nüfusu, önceleri artış gösterirken çeşitli sebeplere bağlı olarak son yıllarda azalma göstermiştir. 1990 nüfus sayımında 21.649‘a düşen toplam nüfus 2000 yılı nüfus sayımında ise 13.883 olarak tespit edilmiştir. Son TUİK verilerine göre ilçe nüfusu köylerle 7 bin civarındadır.
İLÇEMİZİN GENEL TANITIMI
İmranlı ilçesi 1 ocak 1948 tarihinde kurulmuştur. Yüz ölçümü 1229 km karedir. İlçe olmadan önceki Çit Bucağı iken daha sonra adı Hamidabad olarak değişmiştir. Bucak olduktan sonra Zara ilçesine bağlanmış ve 1948 yılına kadar Zara ilçesinin bucağı olarak kalmıştır. Bu tarihte çıkarılan bir kanunla ilçe olmuştur.
İmranlı, deniz seviyesinden yüksekliği 1650 m olup doğusunda: Refahiye, batısında Zara, kuzeyinde Suşehri, güneyinde İliç ve Divriği ilçeleri bulunmaktadır. İlçenin doğusunda Türkiye’nin en uzun nehri olan Kızılırmak, Kızıldağ’ın eteklerinden doğmaktadır. Sivas-Erzincan karayolu üzerine kurulmuş olan ilçemiz, şehir merkezine 106 km uzaklıktadır. Halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır.
İLÇEMİZİN MAHALLELERİ
1-Çarşıbaşı Mahallesi
2-Durcan Mahallesi
3-Karatekin Mahallesi
4-Karşıyaka Mahallesi
5-Kızılırmak Mahallesi
6-Vali Tuncel Mahallesi
7-Yaylacık Mahallesi
8-Yenimahalle Mahallesi
9-Yenidoğan Mahallesi
İLÇEMİZİN COĞRAFI YAPISI
Sivas ilinin doğusunda yer alan ilçe, İç Anadolu Bölgesi’nin en doğu ucunu kaplar. İlçe merkezi 38-8 dakika doğu boylamı ile 39-55 dakika kuzey enleminin kesiştiği noktada yer alır. Batısında da Zara kuzeyinde Suşehri, güneyinde Divriği, doğusunda Erzincan iline bağlı Refahiye ve İliç ilçeleriyle çevrilidir. İlçe merkezinin deniz seviyesinden yükseltisi 1650 m. civarındadır. Genel olarak arazi yapısı çok engebeli, eğimli ve yüksek yapıdadır. İlçenin güneyindeki Çengelli Dağı (2650m.),doğusundaki Kızıldağ (2950 m.), kuzeyindeki Lülükbaba (2427 m.) dağları en önemli yükseltilerdir. Jeolojik yapısını tersiyer(3. Jeolojik zaman) oluşmuş olan görsel tortullar oluşturur. Jibsten (Alçı Taşı) oluşan araziye yöre halkı “Pur” ismini vermektedir. Jibs kimyasal erimenin en hızlı olduğu taşlardan biri olduğu için (Karstik Arazi) bol miktarda karstik şekil yer almaktadır. Mağaralar, dolinler, obruklar, obruk gölleri ve daha çeşitli yer şekilleri oluşmuştur. İlçenin bulunduğu düzlük Kızılırmak’ın oluşturduğu alüvyon dolgudan meydana gelmiştir. Arazi genellikle bozkır ve tepelerden oluşmaktadır. Tarıma elverişli alanı 11.447 hektar olup, toplam orman alanı 6.563 hektardır. Eskiden İlçenin büyük bir bölümü ormanlara kaplı iken korunması ve bakımı yapılamadığından bugün orman sahaları yok denecek kadar azalmıştır. İklim şartlarının ağır olması ve rakımın yüksekliği sebebiyle kavak ve söğüt yetişmektedir. Ayrıca bazı meyve ağacı türleri yetişmektedir.Kuzey Kelkit oluğu boyunca Erzincan’a uzanan Kuzey Anadolu Fayı (Konela) ve bu fayın talı kollarından Diriği hattındaki oynamalar yer yer depremlere yol açar. Kızıldağ’dan doğan ve Türkiye’nin en uzun ırmağı olan Kızılırmak ilçenin tam ortasından geçer. Irmak üzerinde, ilçenin yaklaşık 4 km. doğusunda İmranlı Barajı bulunmaktadır. İlçenin güneyinde ise Acı su Deresi bulunmaktadır. Acı su Zara İlçesinin civarında Kızılırmak’la buluşur. Jibs’li arazide bulunan acı su, içinde bolca jibs’in ayrışmasıyla ortaya çıkan CaSO4 (Kalsiyum Sülfat) bileşiği taşır. Bu yüzden suları acıdır. İlçenin İklimi sert Karasal iklimdir. Kış mevsiminde sıcaklık ortalaması 0’ın altındadır. Bundan dolayı Kızılırmak kış mevsiminde donar.
İLÇEMİZİN EĞİTİM VE KÜLTÜR YAPISI
İlçe 1948 yılından önce Zara İlçesine bağlı bir bucak merkezi iken; eğitim, ilçe merkezinde 1, köylerde ise 8 olmak üzere toplam 9 ilkokulda yapılmıştır. Eğitim ve öğretimin bu seviyede düşük olması halkı olumsuz yönde etkilemiş ve bu dönemde kültürel faaliyetler zayıf kalmıştır. İlçe olduktan sonra eğitim ve kültür hizmetleri de buna paralel olarak artmıştır. Halen İlçe merkezinde 5, köylerde ise 4 olmak üzere toplam 8 ilköğretim okulu (bir tanesi yatılı ilköğretim Bölge Okulu’dur) bulunmaktadır. İlçede 1 adet lise vardır.İlçe merkezinde kurulmuş bulunan Halk Kütüphanesi eğitim ve kültür faaliyetlerinde bulunmaktadır. Bu güne kadar başta Halk Eğitim bünyesinde açılmış bulunan birçok kurs ve konferans sayesinde halkın %92’si okur-yazar duruma gelmiştir. Folklor çalışmaları sadece okulların kendi bünyelerinde yapılmaktadır. Çeşitli bayram kutlama ve anma günlerinde İlçe halkı tarafından folklorumuzdan örnekler sunulmaktadır. Bunun dışında bu amaçla kurulan herhangi bir kuruluş yoktur.
İLÇEMİZİN EKONOMİK DURUMU
İlçemizin yüzölçümü toplamları 1229 km2’dir, toplam orman alanı 6563 hektardır. İlçe yüzölçümünün 1/3’ ünü çayır ve meralar oluşturmaktadır. İlçenin dağlık ve engebeli oluşu ekim alanlarını dağıtmıştır. Arazi durumunu oran olarak belirtmek istersek, ovalık arazi %5’ini, yaylalık arazi %20’sini, dağlık arazi %40’ını, dalgalı arazi ise %35’ ini kapsamaktadır. Tarıma elverişli arazi miktarı 11.447 hektar olup, daha çok buğday, arpa, çayır ve mera bitkilerinin ekimi yapılmaktadır. İlçe merkezinde ve köylerinde bugüne kadar hakim olan ekonomik uğraşım tarım, hayvancılık ve arıcılıktır. İlçenin yüksek rakımlı; yazları kısa, kışları uzun olması nedeniyle ekonomik hayatta gelişme pek sağlanmamıştır.
İLÇEMİZİN SOSYAL YAPISI
İlçe merkezindeki konutların tümü betonarme olup kıyıda köşede tek tük toprak damlı yerler mevcuttur. Bunlarda zamanla yıkılarak betonarme ve saç yapılmaktadır. Son yılarda hızlı gelişme ile birlikte modern evler yapılmaya başlanmıştır. Ancak dışarıdan gelen memurlar konut bulmakta güçlük çekmektedir. Toplu yada sosyal konutlar yapıldığı taktirde bu ihtiyaç giderilmiş olacaktır. Bununla birlikte köylerimizin çoğunda modern evler yapılmaya başlanmıştır. Bir çok vatandaşın yurt dışında ve ilçe dışında bulunması, İlçe halkının sosyal yaşantısının bazı değişiklikler meydana getirmektedir. Bölgemiz tabii yönünden güzelliği, suyu ve havası ile bir dinlenme yeri niteliğindedir. İlçemizde hiçbir sanayi kuruluşu, fabrika ve buna benzer tesis bulunmamaktadır. İlçe halkının çoğunluğu iş bulabilmek için başka şehirlere ve yurtdışına gitmektedir. Halen yurtdışında çalışan işçi sayımız. 4.000 civarındadır. Kaymakamlığımızca yapılan sosyal faaliyetler ile sosyal yaşantıya canlılık kazandırılmaktadır.