Altınyayla eski bir yerleşim merkezi olmasına rağmen ne zaman ve kimler tarafından kurulduğuna dair kesin bilgiler mevcut değildir.
İlçe sınırları içerisinde yer alan Başören Köyünde yapılan arkeolojik kazılar 1994 yılından itibaren, Almanya Marburg Üniversitesi adına Prof. Dr. Andreas MÜLLER başkanlığındaki bir ekip tarafından yapılmış ve edinilen bilgiler bulunan höyük ve eski şehir harabeleri buradaki yerleşimin tarihin ilk dönemlerinden itibaren başladığın göstermektedir.
Eski adı Tonus olan Altınyayla tarihin ilk çağlarında Anadolu’daki hâkimiyet kuran Mezopotamya- Hitit, Roma ile Bizans imparatorluğuna beşiklik ettiği M.Ö.550 yıllarında Perslerin hâkimiyetine girdiği ve 600 yıl önce Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinde de yerleşim yeri olduğu rivayet edilmektedir.
Hâkimiyetinin M.Ö. 1200 yıllarında Balkanlar üzerinden gelen Frigyalılar tarafından ortadan kaldırılması ile Tonus, Frigoya lığların hâkimiyetine girmiştir. Frigoya nın yıkılması üzerine bu devletin yerine kurulan Lidyalılar devrinde devletin kudretli komutanı Giges Mezopotamya ve İran ticaretini Ege denizine bağlıyabilmek için, yaptırdığı meşhur “Kral Yolu’nun” Tonus’un (Altınyayla) güneyinden geçtiği gezilip incelendiğinde görülen kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Kral Yolu; Sard – Uşak – Gordion – Ankara – Çorum – Mecitözü – Tokat – Zile – Sivas – Tonus – Malatya – Harput – Dıyarbakır – Ninova – Erbil – Suda yörelerinden geçmektedir. Kale Beldesindeki Toprakkale ve Taşkale kalıntıları Kral Yolunun güvenliğini sağlamak için yapıldığı anlaşılmaktadır.
M.Ö.710 tarihinde Asur Hükümdarı Sargon’nun Anadolu’ya yaptığı akınlar sonucunda, Altınyayla M.Ö.676 yılına kadar Asur egemenliğine girmiştir. M.Ö.5854’te Medler ve Lidyalılar arasındaki antlaşma gereğince Sivas’ın doğusu Medlerin Altınyayla ve batısı ise Lidyalıların egemenliği altına girdi. Persler M.Ö.550 yılında Med egemenliğine son vererek Sivas çevresindeki yerleşim merkezlerini ele geçirdiler. Daha sonra Makedonya Kralı Büyük İskender M.Ö.334 ve M.Ö.332’de Anadolu’ya iki akın düzenlemiş bu seferler sonucunda Altınyayla’ da Pers egemenliğini ortadan kaldırmıştır. Roma kralı Tiperius M.S.17 de Sivas’ı ele geçirince Altınyayla Roma yönetimine tabi olarak Eyalet-i Rum’un bir birimi halini almıştır. 395’te Roma imparatorluğunun parçalanarak Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılması nedeniyle Altınyayla’ da Doğu Roma imparatorluğunun yani Bizans imparatorluğunun içerisinde kalmıştır.
Altınyayla VII. yüzyılda bir süre Sasani egemenliğine girmiş sonra tekrar Bizans egemenliğine geçmiştir. 658 yılından itibaren Altınyayla Emevi ordularının akınlarına uğramıştır.
Tarihin başlangıcından, Anadolu’nun ilk büyük devleti, Büyük Hatti Krallığı buralarda kurulmuştur. Proto Hititlerin başkenti Hattuşaş’ tır. Sarissa kenti bugünkü Altınyayla ilçesindeki Kuşaklı ile isimlendirilmektedir.
Büyük ihtimalle Kuşaklı – Sarissa Hitit kenti ve çevresinde hüküm süren krallık, Tabal ile birlikte hareket eden 24 krallıktan biriydi. Demir çağına eşitlenen tarihi Sarissa kentinde hüküm süren krallık başta Altınyayla, Şarkışla, Ulaş ve Sivas’ı nüfusu altında tutmaktaydı.
Tarihi kaynaklarda belirtildiğine göre; Hitit Krallığı’nın başlıca şehirleri ise Kuşşar, Kaneş, Puruş handa olmak üzere Kapadokya dan kuzeye doğru Harşana (Avrasya), Zelpa gibi şehirleri doğuya doğru ise, Sarissina, Komava, Lahuzatiya, Razama, Hurama, Şamuha büyük ihtimalle Şarkışla ilçesidir.), Sarissa (Altınyayla-Kuşaklı), talavra/Talavra (Sivas), Tepriche (Divriği), Zaraşsina (Zara), Pakhuwa (Kangal), Tilgarimmu (Gürün), Timelkra (Darende), milidiya (Malatya) gibi şehirleri bulunmaktaydı.
—GEÇ KALKOLİTİK ÇAGLARDA (Eski Tunç)
M.Ö. 4000 – 3000 Geç Kalkoltik çağlarda Kayseri’den Sivas’a kadar sahada hüküm süren Proto Hititlerden Tabal Krallığının hâkimiyeti altında kalıyordu.
M.Ö. 1600’lü yılların başında, Hitit Devletinin zayıflamasıyla otorite boşluğundan faydalanan bölgesel krallıklar, Hitit Devletinden ayrılarak kendi başlarına hareket etmeye başlamışlardı. Ülkenin kuzeyinde yaşayan Gaşkalar, başkent Hattuşaş’ a kadar gelerek her tarafı yakıp yıkmışlar, yağmalamışlardı. M.Ö. 1600 – 1380 yılları arasında, tüm bu bölgeler Sawalar ve Gaşgalar’ ın işgali altına girmiştir. Asur belgelerinde “Tabal Ülkesi” hakkında verilen bilgilerde, Kayseri bölgesinde Geç Hitit devrine ait birçok kanıtların bulunmasıyla desteklenmiştir.
M.Ö. 1380 yılında Hitit devletinin başına geçen I.Subbilulima tahta çıkar çıkmaz, Gaşga, Azzi ve lsuvalar tarafından işgal edilen doğu ve güneydoğu bölgesini ülkesine katmak üzere iki sefer düzenledi ve böylece daha önceden elinden çıkmış toprakları tekrar ele geçirdi.
M.Ö. 1260 yıllarda Asur Kralı Tukiltuninurta tarafından, Kızılırmak vadisine kadar olan tüm bölgelerde hüküm süren bölgesel krallıkları ele geçirdi. Böylece buralarda hüküm sürmekte olan Tabal Krallığı’ da Asurların hâkimiyeti altına geçmiş oldu.
Tabal ülkesinin önemli merkezlerinden birisi de Alman Prof. Dr. Andres Müller tarafından ortaya çıkarılan Sarissa/Kuşaklı, kentidir.
1994 – 1997 yılları arasında yapılan arkeolojik kazılarda Kuşaklının bulunduğu bölgenin tarihi konusunda önemli ipuçları vermektedir. Burada bulunan ayrıntılar, buluntular Hattuşaş’ daki mabedlere benzerlik göstermektedir.
Hitit başşehri dışındaki Hitit İmparatorluk çağından kalma açığa çıkarılmış ilk belirgin tapınaktır. Yine burada ele geçen buluntular M.Ö. VII. ve M.Ö. VI. yüzyıllara tarihlendirilmektedir.
Altınyayla bu tarihlerde demir çağına eşitlenen tarihi Sarissa kentinde hüküm süren Asur saldırılarına karşı Tabal ile hareket eden 24 krallıktan birisi olan, Kuşaklık/Sarissa krallığının nüfusu altında bulunuyordu. Kazı sırasında ikiz boğa ritonun bulunmuş olması, bu bölgenin Asur İmparatorluğunun etkisi altında olduğunu ortaya koymaktadır.
—ASUR İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE ALTINYAYLA
M.Ö.730 tarihinde Asurlular Doğu Tabal’ı ele geçirerek bu krallığın bağımsızlığına son verdiler. Bu tarihlerde güçlü bir (Mezopotamya’da) devlet olan Asurlular, daha önce olduğu gibi Hititlerin egemen oldukları bölgesel krallıkları bu dönemde tekrar ele geçirerek, bu bölgede hüküm sürmeye başlamışlardır.
Bölgede hüküm süren küçük krallıklar, zaman, zaman, Asurluların hâkimiyetinden çıkmaya çalışmışlarsa da, Asur İmparatorluğu’nun etkisinden hiçbir zaman kendilerini kurtaramamışlardır.
Bu dönemden itibaren de Asurlara bağlı birer müstakil krallık olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Tabal krallığı ‘da bu küçük krallıklardan biridir. Sivas ve havalisi, dolayısıyla Altınyayla (M.Ö.850–804) yıllarında bağlı bulunduğu Tabal Krallığı ile birlikte Asur İmparatorluğu’nun hâkimiyeti altına girmiştir.
—URARTULAR ZAMANINDA (M.Ö.804–743) ALTINYAYLA
Urartu kralları Malatya’dan Kayseri ve Sivas’a kadar olan sahaları ele geçirerek bölgedeki krallıkları haraca bağlamışlardır. Tüm bu bölgeler, M.Ö.807-804’ten M.Ö.743 yılına kadar, Urartuların egemenliği altında kalmıştır. Urartu krallığına ait bir Kitabede Sivas ve havalisinin M.Ö.804–743 yılları arasında bağlı bulunduğu Tabal krallığı ile birlikte Urartuların egemenliğine girmiştir.
—FRYGLER/MUŞKİLER ZAMANINDA (M.Ö.695–675) ALTINYAYLA
Frigler, Hitit ülkesine, özellikle Sivas’ın güney ve doğu bölgelerine saldırarak büyük gruplar halinde bu bölgelere yerleşerek güney Kapadokya’ya egemen olmuşlardır. Frig devleti, Büyük Hatti devletinin yıkılmasından sonra kurulmuştur.
Frigler, M.Ö.695 yılında Kayseri’den Malatya’ya kadar olan tüm sahayı, kısa bir sürede egemenlikleri altına aldıklarında, Sivas ve havalisinde bu akınlarla birlikte Friglerin eline Geçmiştir.(695-M.Ö.675 arası)
—KİMMER/İSKİT/SAKA TÜRKLERİ ZAMANINDA (M.Ö.675-6l2) ALTINYAYLA
Asurluların yıkılmasıyla beraber Kafkaslardan gelen yeni göçler nedeniyle Anadolu yarımadası Kafkaslardan gelen Kimmer-İskit Türklerinin işgaline uğramıştır.
M.Ö. VII. yüzyılın sonlarına doğru Sivas ve havalisinde Tonus, Şarkışla, Uzunyayla ve Tohma havzasında Merşkiler ve Taballar hâkim unsur idiler. M.Ö.7l5 de, proto Türk olarak kabul edilen ve Kafkaslardan Fırat’ı geçerek buraları ele geçirmişlerdir. M.Ö.612–550 yılları arasında Sivas ve havalisi Medlerin hâkimiyeti altında kalmıştır.
Roma imparatorluğu zamanında M.S.ll4 de Roma imparatoru Tiranias zamanında Sivas toprakları ve havalisi, bu dönemde kapadokya eyaletinin Sebaseia themasına dâhil edilmiştir. Sivas ve havalisi, M.S.260 yılına kadar Roma imparatorluğunun egemenliği altında kalmıştır.
—DOĞU ROMA İMP. ZAMANINDA (M.S.395–705)ALTINYAYLA
Sivas ve havalisi dolayısıyla Altınyayla İlçesi, Roma imparatorluğunun M.S.395 yılında ikiye ayrılmasından sonra, Bizans imparatorluğunun hâkimiyetine girmiştir. M.S.395 yılında M.S.658 yılına kadar Bizans İmparatorluğunun hâkimiyetinde yerini almıştır.
—MÜSLÜMAN (ARAP)LAR ZAMANINDA ALTINYAYLA
M.S.705-715 yılları arasında Erzurum’dan Sivas’a Malatya’dan Kayseri’ye kadar olan tüm bölgeler müslümanların eline geçmiştir. Mesleme Bin Abdul Melik Bin Mervan M.S 705 yılında el-cizre sınırlarından kalkarak Sivas ve havalesini ele geçirmiştir. Bizans İmparatorluğu Kostantin, Miladi 745 yılında 20000 askerle müslümanların elinde bulunan Sivas ve havalesini ele geçirdi. Daha sonra 745 de tekrar Bizansın eline geçti.
—BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ ZAMANINDA ALTINYAYLA
M.S. 1058–80 Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan M.S 1064 yılında kafkaslardaki seferine devam ediyordu. Emir Afşin Bey 1057 de Malatya yı ve daha sonra batıya ilerleyerek Kayseri’ ye kadar olan tüm şehirleri ele geçirdi.
Romen Diojen, Türklerin akınlarını durdurup onları Anadolu’dan atmak için iki sefer düzenledi. Sivas’ta yaşamakta olan Rumlar burad da yaşamakta olan ermenileri imparatora şikâyet ettiler Bunun üzerine Ermenilerin büyük çoğunluğu kılıçtan geçirilerek imha edildi.
Bizans İmparatoru roman Diogones’in Sivas’a kadar gelmiş olduğunu Suriye’ de iken haber alan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan suratle Malazgirt ovasına geldi.26 Ağustos 1071 tarihinde meydana gelen savaşı Alparslan kazandı. Afşin beyin 1057/1058 tarihinde Kayseri’ ye kadar olan bölgelerin fetihlenmesiyle birlikte burada Büyük Selçuklu Devleti’nin egemenliği altına girmiştir.
—DANİŞMENTLİLER DEVLETİ ZAMANINDA ALTINYAYLA
(M.S.1075 – 1165) Sivas ve havalisi Kutalmışoğulları ve Emir Afşin’ in fetihleri ile 1058/1059 yıllarında Büyük Selçuklu topraklarına katılarak 1075 yılına kadar bu devletin egemenliği altında kaldıktan sonra 1080 yılında Danişment Gazi’nin kurmuş olduğu Danişmend liler devletinin egemenliğine girmiştir.
Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıçarslan 1103 tarihinde Danişmend Gazi’yi yendi. Danişmend Gazi’nin ölümüyle birlikte gittikçe zayıflayan Danişmendli Devleti toprakları, 1165 yılında, Anadolu Selçuklu Hükümdarı, II. Kılıçarslan tarafından kendi topraklarına ilhak edildi. 1165 yılından itibaren Anadolu Selçuklu Devleti’nin egemenliğine girmiştir.
—ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ ZAMANINDA ALTINYAYLA
(M.S. 1165 – 1318) Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan 1178 Danişmend liler Devletine son vermiştir. Moğolların Anadolu’ ya baskınlar yapmaları ve katliamlar sonucu buraları teslim aldılar, Moğol saldırılarına karşı koymak için, Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Key Hüsrev Moğol ordusu ile Zara yakınlarında Kösedağı savaşları yaptı. (1243)ve bu savaşı kayıbetti. Bu tarihten sonra bu yöreler Moğol Hakimiyetine girmeye başladı.
—ERTANA DEVLETİ ZAMANINDA ALTINYAYLA
(M.S. 1328- 1381) Timurtaş paşanın kayın biraderi Eretna Bey 1328 de İlhanlıların işgaline dek bu toprakları tek başına yönetti. 1328 yılından itibaren Eretna Bey’in kurmuş olduğu bu devletin hâkimiyeti altına girmiştir.
Emir Eretna Beyin 1352 yılında ölmesiyle birlikte Eretna ülkesinde kardeşler arasındaki taht mücadelesi devlet oteritesinin zayıflaması ve karışıklıklar 1378 yılında Kadı Burhaneddin’ in Devlet yönetiminde söz sahibi olmasına kadar devam etti. 1378 yılında Kadı Burhaneddin hükümranlığını ilan ederek bağımsız bir devlet kurdu. Böylece Eretna Devleti’ de tarihe karışmış oldu.
—KADI BURHANEDDİN DEVLETİ ZAMANINDA ALTINYAYLA
(1381 – 1389 Kadı Burhaneddin bağımsızlığını ilan ederken devletin başkenti Sivas ve havalisi dâhil tüm bu bölgeler siyasi olarak Memlüklere tabi durumdaydı. Her zaman Memlükler’ le iyi geçinmeye çalışan Kadı Burhaneddin Anadolu’daki hâkimiyetini güçlendiriken 1394 yılında Timur büyük bir ordu ile Anadolu’ya yürümüş Timur’a itat et emrini redden Kadı Burhaneddin Timur’a karışı savaşmak için karar aldı ve Osmanlı Padişahı I. Beyazid’ e, Memlük Sultanı Berkuk’a aralarında ittifak yapmaları gerektiği konusunda teklifler götürdü. 1394 yılının Ağustos’unda Timur’un Sivas’a doğru hareket ettiğini ve başta Malatya, Darende ve Divriği gibi bölgelerin Vali ve yöneticilerinin telaşa kapılarak kaçtıklarını bu bölgelerde bulunan göçebe Türkmen ve Moğolların’ da daha güvenli yerlere göçetemeye başladıklarını öğrenen Kadı Burhaneddin savaş hazırlıklarına başladı. Timur’un Sivas üzerine yürümüş olduğunu haber alan ve Kadı Burhaneddine bağlı bulunan Karamanoğlu sözde yardım etmek için, Kırşehir’den başlayarak Kayseri, Develi’ye kadar her yeri yağmalamaya başlamıştır.
I399 da Yıldırım Han zamanın da ilçe ile birlik Sivas Osmanlı devletinin Egemenliği altına girmiş oldu.
—OSMANLI DEVLETİ ZAMANINDA ALTINYAYLA
(M.S.1398–1923) Kadı Burhaneddin’ in ülkesi üzerinde seferini devam ettirmek isteyen, Yıldırım Beyazıt, Amasya bölgesinde iken Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin ile Akkoyunlu Hükümdarı Kara yülük Osman Beyin arası açılmış, bunun üzerine Kara Yülük Osman Bey, kendisini, Kadı Burhaneddin’ den koruması için, Timur’a elçi göndermiştir.
Timur bunun üzerine büyük bir ordu ile önce Erzurum’a, sonra da Erzincan’a geldi. Timur ile Yıldırım arasındaki büyük savaşa neden olan Kara Yülük Osman Timur’un Sivas’ı muhasarasına katılmışlardı.
1400 yılında Sivas ve çevresi teslim alınarak büyük bir katliam oldu. Şehir yakıldı ve yıkıldı halkın büyük bir kısmı kılıçtan geçirildi. Osmanlı hâkimiyeti burada sona ermiş ve Memlüklerin hâkimiyetine girmiştir.
1402 yılında yapılan Ankara savaşıyla Yıldırım Han’ın yenilmesiyle Anadolu beylikleri tekrar kuruldu.
Sivas 1402–1403 yılı içinde Çelebi Mehmet’in eline geçmiştir. Buraların temamen Osmanlı hâkimiyetine girmesi 1407/1408 tarihlerinde olmuş, Sivas şehri Çelebi Mehmet tarafından yeniden onarılmıştır.
Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli hazırlıklarını burada yapmış ve bu savaşın ardından Sivas ve yöresi sakin ve barış içerisinde bir dönem yaşadı.
Osmanlı imparatorluğunda (1516) yapılan ilk büyük toprak düzenlenmesinde Eyaleti Rum (Sivas) olarak bilinen Sivas merkez olmak üzere bir eyalet haline getirilmiştir. Buraya bağlı 7 sancak vardır. Bunlar, Sivas merkez,1-Amasya, 2-Yozgat, 3-Kayseri, 4-Tokat, 5-Çorum, 6-Arapkir, 7-Divriği, Osmanlı- Rus savaşı (1877–1878) sırasında doğudan ilerleyen Rus orduları önünden kaçmak zorunda kalan Türk boyları’da bu tarihlerde aynı bölgelere yerleştirilmişlerdir.
Bunlar Altınyayla, ulaş, Kangal ve Şarkışla gibi bölgelere yerleştirilen kafkas bölgesinden gelen Türk oymaklardır.
İlçemiz, 93 harbi olarak bilnen Osmanlı-Rus savaşı sırasında doğudan batıyı göçlerle yerleşmişlerdir. Az sayıda Hırıstıyan Nüfusu da Cumhuriyetin ilanından sonra başta İstanbul olmak üzere büyük kentlere göçmüşlerdir.